İntihar

intihar (1)

İntihar
Toplumsal açıdan önemli bir sorun olan intihar olgusu diğer bütün toplumsal olgulara göre farklı bir özelliğe sahiptir. Bütün toplumsal olguların temelinde insan yaşamını devam ettirebilme çabası vardır. Bir kişi, yaşamını devam ettirebilmek için basit bir hırsızlıktan tutun da diğer bir kişiyi öldürmeye kadar varan birçok eylemi yapabilmekte; kendisi için olumsuz olan şartları değiştirebilmek için elinden gelen tüm çabayı gösterebilmektedir. Fakat intihar eden bir kişi, tüm bu mücadele yollarını bırakarak, kendi yaşamına karşı bir eyleme girişmiştir. İşte intihar olgusunu diğer tüm olgulardan farklı kılan yön de budur: Kendi yaşamını devam ettirmeye çabalamamak…
İnsanlık tarihinin her döneminde görülen intihar olgusu, çağımızda gün geçtikçe artmakta ve önemli bir toplumsal sorun haline gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılında tüm dünyada yaklaşık bir milyon kişinin intihar sonucu kendi yaşamlarına son verdiğini tahmin etmektedir. Bunun tüm dünyadaki ortalaması 100.000′de 16′dır. Bir başka deyişle her 40 saniyede 1 kişi intihar ederek ölürken her 3 saniyede 1 kişi de intihar girişimde bulunmaktadır. Yine Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, son 45 yılda tüm dünyada intihar oranları % 60 artmıştır. İntihar, günümüzde tüm ülkelerdeki ölümlerin ilk 10 nedeni arasında sayılırken; Amerika Birleşik Devletleri’nde 8. sırada yer almaktadır. Yine ABD’de 15-24 yaş arası ölümlerin üçüncü önemli nedeni intihardır. Dünyada ise beşinci sırada yer almaktadır. Bu eğilim, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde benzerlik göstermektedir. Geleneksel olarak en yüksek oranlar hala yetişkin erkeklerde görülmekteyse de 15-34 yaş arası gençlerde artış gösteren intihar oranları dikkat çekici bir problem haline gelmiştir.

Köprü İntiharları
Son zamanlarda krizle beraber köprü intiharlarında artış gözlenmektedir. İntiharları ikiye ayırmak gerekir :
1- Ölümle sonlanan, gerçekleşmiş intiharlar
2- İntihar teşebbüsleri
Köprü intiharları daha çok ilgi çekme ve teşebbüs düzeyindedir. Bundan dolayı her zaman medyaya yansır.
İntihar teşebbüsünde bulunanların çoğunluğunda sosyal problemler ön plandadır. Bunlar; iflas, boşanma, aile içi şiddet ve cinsel kimlik problemlerinden kaynaklanan uyum sorunlarıdır (Travesti ve transseksüeller…). Ruhsal problemler arasında ise; depresyon, kişilik bozuklukları, akıl hastalıkları, ergen krizi çoğunluktadır.
Köprüde intihar esnasında müdahale ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Genellikle kendisini korkulukların dışında pazarlık yapar durumda olan bir insan gözümüzde canlanmaktadır. Bu esnada ya polis ya da o anda köprüden geçen diğer insanlar olaya müdahale etmektedir. Oysa ki intihar edecek şahsın, korkuluklara kadar ulaşmasını engelleyici koruyucu tedbirler alınmalıdır. Tel örgülerin yükseltilmesi, ön bariyerlerin yapılması, korkuluk sonrası korkuluğun altına tel ızgaraların konulması, krize müdahale ekiplerinin hazır tutulması, sürekli elektronik sistemle gözlemlenmesi gibi…
Sonuç olarak; köprüdeki bu fiziki yapı ve medyanın ilgisi ile “şov intiharları” gündemden düşmeyecek gibidir.
Her intihar ciddiye alınmalı, mutlaka krize müdahale ekibince değerlendirilmelidir. İkna etmek psikiyatri ve psikolojinin işidir. Zordur, hata kaldırmaz, sorumluluk gerektirir. Köprüden geçen vatandaşa veya konunun uzmanı olmayan nöbetçi kamu görevlisine bırakılamaz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın