Neden Psikoloğa Gitmeliyiz?
İnsanların fiziksel rahatsızlıkları olduğu gibi ruhsal rahatsızlıkları da vardır. Fiziksel rahatsızlıklar kolay fark edilip önlemi hızla alınmaktadır. Fakat ruhsal rahatsızlıklar çok sinsi ilerlemektedir. Büyüdüğümüz çevre, ait olduğumuz sosyal grup, aile ve arkadaşlarımız bile bazen bu rahatsızlıkları fark edememekte, çoğu zaman fark etseler bile tolere etmektedirler. Bizler de bazen kendimizde fark ettiğimiz sıkıntıları, bozuklukları, çelişkileri savunma mekanizmamızı çalıştırarak yerlerine işlevsel olmayan başka davranış, düşünce ve tutumları koyarız. Fakat bu zamanla zarar verici bir duruma dönüşebilmektedir.
Mutlu hissetmek zihnin, bedenin bir denge kurmasıyla mümkündür. Günümüz dünyasında, şehrin kalabalığında birçok stresörle karşılaşan insan duygularını, düşüncelerini kontrol edemez duruma gelebilir. Bu da duygu ve düşünce dünyasındaki dengeyi bozup, gerçekle olan bağlantısını kesebilir. Böyle zamanlarda insanların bir psikoloğa başvurması birçok düşünceyi beraberinde getirir. “Ben deli miyim?” “Kendi sorunumu kendim çözebilirim.” “Bu kadar zayıf bir insan mıyım?” “Çevrem buna ne der?” . Bütün bu kendimize sorulan sorular sosyal çevrenin, ailenin ve arkadaşların bizi yadırgayacağından, yargılayacağından ve etiketleyeceğinden korkmamızdan dolayı ortaya çıkar. Fakat bir psikolog sizi çevrenizin yaptığı gibi hiçbir zaman yargılamayacak, etiketlemeyecek ve suçlamayacaktır. Hayatınızda olumsuz yönde etkileyen düşünce, davranış ve tutumları birlikte saptayıp, bunların yerlerine sizi daha iyi hissettiren düşüncelerle hayata devam etmenizi sağlayacaksanız. Başedemedğiniz duygu ve düşüncelere karşı alternatifler geliştirmenin, zihninizi yönetmenin, kontrol etmenin formulasyonunu öğreneceksiniz. Hatta yargılayıcı çevreyle mücadele etmek için işlevsel tutumlar kazanacak üstelik bunu psikolog değil SİZ yapacaksınız. Psikolog sadece bir uzman görüşü olarak bu yolların kapısını size açacak ve bu yolda ilerlemek size kalacaktır.
Çoğu zaman kişi bir yardım almak yerine en yakınıyla iletişime geçmeyi yeğler. Fakat duygusal ilişki kurduğumuz hiçbir kişi (arkadaş, eş, aile, sevgili) davranış, duygu ve düşüncelerimize karşı objektif yaklaşamamaktadır. Geçici olarak iyi hissetmemizi sağlamakta fakat ileriye dönük çözümlerde yetersiz kalmaktadırlar. Bir uzmana danışmak sahip olunan sorunu tartışmak değil soruna çözüm bulup alternatifler üretmektir. Bundan sonraki hayatınızda tekrar tekrar karşılaştığınız problemlerle baş etme yetisi kazanmaktır.
Ruh sağlığınızı önemseyin. Unutmayın sağlıklı bir ruha sahip olmak kaliteli bir yaşamın temel ölçütüdür.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!